Türkiye’de yaklaşık
65 bin kronik böbrek hastası bulunuyor. Böbrek hastalığının
giderek yaygınlaşmasına
neden olarak şeker hastalığı ve hipertansiyonun hızla çoğalması
gösteriliyor. Binlerce kronik böbrek
hastasından bir yılda sadece 600’ü organ nakliyle diyaliz
mahkumu olmaktan
kurtulabilirken, nakil olmayan 5 bin kişi ise hayatını kaybediyor.
Vücutta görevini
yerine getiremeyen bir organın yerine canlı vericiden veya yaşamını
yitiren kişiden alınan sağlam
ve aynı görevi yerine getirecek bir organın nakledilmesine organ
nakli deniliyor. Yaşamınızı
yitirmenizden sonra organlarınızın başka bir insan için
kullanılmasına da organ bağışı adı
verilmekte. Bu bağışlar, ömrünü diyalize bağlı olarak geçiren
böbrek hastaları için umut
kaynağı oluyor. Organ naklinin
tarihçesi Dünyada ilk organ
nakli Macar asıllı Dr. Ullman tarafından Viyana’da 1902 yılında
hayvanlar üzerinde böbrek nakli
ile denendi. 1950’li yıllarda ABD’li bilim adamları organ
naklini normal bir tıbbi
uygulamaya dönüştürdü. Ülkemizde ise ilk nakil 1969’da Ankara
ve İstanbul’da
gerçekleştirildi. 1978 yılında ise organ ve doku alınması,
saklanması, aşılanması ve nakline ilişkin
2238 sayılı yasa çıkarıldı. Yasanın yürürlüğe girmesinden
1 ay sonra ilk kadavradan böbrek
nakli gerçekleştirildi.
18 yaşında olmak ve
iki tanık yeterli
Akdeniz Üniversitesi
Hastanesi Kalp nakli cerrahi Uzman Dr. Umut Köksel organ bağışının başka birinin yaşaması
için ne kadar önemli olduğunu belirterek, bu bağışın ne
şekilde yapılacağını şöyle
anlattı: organlarınızı yaşamınızı yitirdikten sonra
kullanılması için bağışlamak
istiyorsanız en yakın sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekiyor.
Bunun için 18 yaşını doldurmuş
olma şartı ve iki tanık huzurunda isteğinizi yapmak yeterli
oluyor. ‘Doku ve Organ Bağış
Belge’nizi alıyorsunuz. Bağış belgenizi bir kimlik gibi sürekli
yanınızda
bulundurmanız ve yakın
akrabalarınıza bilgi vermeniz gerekiyor.”
Her organ devletin malı
Yönetmeliğe göre
alınan her organ devletin malı sayılıyor. Ankara’da bulunan
Ulusal Organ ve Doku Nakli
Koordinasyon Merkezi (UKM) ve bu birime bağlı olarak Bölge
Koordinasyon Merkezi (BKM),
İstanbul, İzmir, Antalya, Ankara, Adana, Bursa, Diyarbakır,
Erzurum ve Samsun’da bulunuyor.
Sistemin yürütülmesi amacıyla: kurulan bu merkezlerde deneyimli ve eğitimli organ
nakil koordinatörleri 24 saat görev yapıyor. Ülke genelinde
tespit edilen kadavra donörler
görevli organ nakil koordinatörü tarafından Bölge Koordinasyon
Merkezi’ne ve Ulusal Koordinasyon
Merkezi’ne bildiriliyor. İlgili mevzuat uyarınca organların
dağıtımı gerçekleştiriliyor.
Kadavradan alınan
organlar Bakanlık sistemi ile dağıtılıyor
Ülkemizde organlar,
Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulmuş olan Ulusal Organ ve DokuNakli Koordinasyon
Sistemi içerisinde dağıtılıyor. Sistemin amacı, ülke genelinde
organ ve doku nakli hizmetleri
alanında çalışan kurum ve kuruluşlar arasında gerekli
koordinasyonu sağlamak, sınırlı
sayıda temin edilebilen organ ve dokuları, bilimsel kurallara,
tıbbi etik anlayışına uygun
olarak adaletli bir biçimde en uygun hastalara, en kısa sürede
naklini sağlamak.
Haber: Duygu Duru - Busem Çallı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder